Fibromiyalji, yumuşak doku romatizması, kas romatizması hepsi tek hastalığı ifade eder. Fibromiyalji tıpta kullandığımız hastalık adı iken yumuşak doku romatizması ve kas romatizması halk arasında kullanılan isimlerdir. Son yıllarda muhtemelen yaşam koşullarına da bağlı olarak çok daha sık görülmeye başlanan bir hastalıktır. Öyle ki son yayınlarda görülme sıklığı için %20 gibi rakamlardan bahsedilmektedir yani neredeyse 5 kişiden birinde bu hastalık bulguları görülür. Kadınlarda erkeklerden 6-7 kat daha sık görülür ancak erkek hastalarda daha şiddetli ve dirençli seyreder. Hasta yaygın ağrı, halsizlik, normal uyuduğu halde dinlenememe, yorgun kalkma gibi şikayetlerle gelir, öncesinde bu şikayetlerle birçok hekime başvurma hikayesi vardır. Elinde normal çıkmış çok sayıda tahlil ve görüntüleme raporu olan kalın dosyalarla gelirler. Ağrı kesicilere bir cevap alınamamıştır, stres faktörü ön planda olabilir. Tek başına görülebildiği gibi bizim romatolojik hastalıklara da eşlik edebilir ve bu olgularda tedavi daha zordur. Fizik muayenede eklemlerde şişlik, kızarıklık, ağrı yoktur ancak tetik nokta hassasiyeti dediğimiz basmakla eklemler dışı yumuşak dokularda hassasiyet vardır. Bu hastalığın iyi yönü eklemlerde veya organlarda herhangi bir hasar yapıcı etkisinin olmamasıdır.
Fibromiyalji, tanı koyarken ve tedavide hekimi çok zorlayabilen bir hastalık olarak karşımıza çıkmaktadır. Tanıda yaygın, tam tanımlanamayan bir ağrı olduğundan hemen hemen bütün romatizmal hastalıklarla karışabilmekte ve ayırıcı tanıya girmektedir. Tek başına fibromiyalji demek için diğer hastalıkları dışlamak gerekir, ancak son yıllarda diğer romatizmal hastalıklarla da beraber görülmektedir. Örneğin hasta RA hastası, tedavi veriyorsunuz ama değerleri normale inmesine, eklem iltihabı gerilemesine rağmen ağrı fibromiyalji nedeniyle devam edebilmektedir. Bu hastalar tedavi memnuniyeti açısından bizi oldukça zorlarlar.
Fibromiyalji tedavisinde ağrı kesicilerin veya kortizonun etkisi yoktur. İlaç olarak uyku kalitesini düzenleyen veya başka yollardan etkili olabilen kısıtlı sayıda seçenek vardır. İlaç tedavisi daha geri plandadır. Hastayla konuşmak, hastaya zaman ayırmak, bu hastalığın vücutta organik bir hasar yapmayacağını söylemek çok defa ilaçlardan daha etkili olabilmektedir. Bunun dışında düzenli egzersiz, egzersizin bir hayat tarzı olarak benimsenmesi, masaj, kaplıca-banyo tedavileri, fizik tedavi yöntemleri önemli ve etkili olabilen seçeneklerdir. Dirençli hastalarda psikiyatri desteği de alınabilir.