Raynaud; aslında bir hastalıktan çok bir bulgu olarak kabul edilmekte, bu nedenle de daha çok Raynaud fenomeni olarak adlandırılmaktadır. Özellikle ellerde, dudaklarda, burun ucu veya kulak memelerinde yani vücudun uç kısımlarında gözlenir. Soğuk hava veya stres durumlarında tetiklenen, atardamarlarda geçici kasılmalara bağlı olarak renk değişiklikleri gözlenir. Önce kanın uçlara gidememesi nedeniyle beyazlık, sonra kanın uçlarda göllenmesi nedeniyle morarma ve damarlarda tekrar açılma sonrası bazen ağrılı bir şekilde kızarma ve normale dönme olur. Beyaz, mavi ve kırmızı renkler nedeniyle Fransız bayrağına da benzetilir.
Raynaud özellikle genç bayanlarda daha sık görülen ve genellikle yıllar içerisinde gerileyen bir bulgudur. Ancak burada önemli olan Raynaud fenomeninin tek başına bir bulgu mu? yoksa altta yatan bir başka hastalığın belirtisi mi? Bunun araştırılması gerekir. Skleroderma, lupus hastalığı, iltihabi kas hastalıkları gibi sistemik romatizmal hastalıklar, bazı ilaçlar, tekrarlayan travmalar, tıkayıcı damar hastalıkları hatta bazı mikrobik hastalıklar Raynaud nedeni olabilir.
Raynaud fenomeninin 30 yaşından sonra başlaması, erkeklerdeki Raynaud fenomeni, uçlarda ülser, gangren gibi bulgular, deride sertleşmeler, vücutta şişkinlik olması altta yatan bir sistemik hastalık açısından daha ayrıntılı bir inceleme gerektirir.
Raynaud’da tedavi kararı ve seçimi altta yatan sistemik hastalık olup olmadığı, bulguların ciddiyeti ve atak sıklıklarıyla belirlenir. Sistemik hastalık varlığında hastalığa yönelik tedaviyle beraber Raynaud tedavisi yürütülür. Soğuk, bir numaralı etken olduğundan çoğu hastada yazın bulgular büyük ölçüde geriler. Buradan hareketle tedavi yaklaşımını hastanın alabileceği önlemler ve hekimin vereceği ilaç tedavileri şeklinde ayırabiliriz.
Tek başına Raynaud varlığında soğuktan korunma iyi uygulanırsa birçok hastada ilaç tedavisine gerek kalmamaktadır. Ancak buna rağmen sık atak olan, şiddetli, hayat kalitesini düşüren durumlarda ilaç tedavisi gerekir. Tansiyon tedavisinde kullanılan ilaçlar damar duvarını genişleterek etki gösterdiklerinden özellikle kalsiyum kanal blokeri denen grup hipertansiyon ilaçları ilk seçenektir. Yüzeyel uygulanan nitratlı kremler de artan oranlarda kullanılmaktadır. Dirençli olgularda iloprost veya sildenafil gibi daha kuvvetli damar genişleticiler de denenebilir. Düşük doz aspirin de kan sulandırıcı etkisinden faydalanmak amacıyla bu tedavilere sıklıkla eklenmektedir. Damarların kasılmasını düzenleyen sinirlerin cerrahi yöntemlerle bloke edilmesi yani sempatektomi denen operasyonlar son çare olarak bir tedavi seçeneği olabilir.
Raynaud tedavisinde hastanın yapacağı en önemli şey soğuktan mümkün olduğunca kaçınmaktır. Bunun için günlük aktiviteleri düzenleyen planlı bir program uygulanabilir. Sadece uçları korumak değil tüm vücut ısısını yüksek tutmak önemlidir. Kışın sıkı kıyafetler yanında eldiven, atkı, şapka vazgeçilmez aksesuarlardır. Hot-pack denen sıcak su torbaları, elektrikli battaniyeler de işe yarayabilir. El bakımı, cilde nemlendirici kremler, ellerin nazik kullanılması kıymık, iğne gibi darbelerden kaçınılması önemlidir. Sigara damar duvarında kasılmaya neden olan bir madde olduğundan bu grup hastalarda kesinlikle bırakılmalı ve sigara içilen ortamlardan uzak durmalıdırlar. Beta bloker denen kalp ritim ilaçları da zorunluluk yoksa kullanılmamalıdır.
Sklroderma hastalığı nasıl bir hastalıktır?
Skleroderma, lupus hastalığı gibi bağ doku hastalıkları ana başlığı altında yer alan bir hastalıktır. Tıpta “skleroz” demek “sert” anlamında, “derma” ise “deri” anlamına gelmektedir yani çok kabaca sert deri hastalığı şeklinde Türkçe’ye yorumlayabiliriz. Önceki soruda bahsettiğimiz Raynaud bulgusu skleroderma hastalığının neredeyse olmazsa olmaz belirtisidir. Hastalığın nedeni ve mekanizması tam olarak çözülebilmiş değildir ancak vücutta salgılanan bazı maddeler özellikle damarlarda daralmalar yaparak damarların beslediği bölgelerin kanlanmasını bozarlar. Parmaklar gibi vücudun uç bölgelerinde kanlanma azalabilir ve deride sertleşmeyle birlikte ufak, iyileşmesi zaman alabilen ülserler (yaralar) açılabilir. Tanıda bazı kan testleri yardımcı olabilmekte ancak erken tanıda tırnak dibi küçük damarları inceleyen, bizim bilim dalımızda da mevcut olan kapileroskopi cihazı oldukça yararlı olmaktadır. (Resim –. )
Skleroderma’nın deri dışı bulguları var mıdır?
Skleroderma bağ doku hastalıkları arasında yer aldığından deri dışında sistemik bulgulara da yol açabilir ancak bu bulgular bir lupus hastalığı kadar zengin değildir. Örneğin eklemlerde iltihap, ağrı, şişlik pek görmeyiz. Skleroderma tanısı koyduktan sonra araştırdığımız esas iki bulgu akciğer tutulumu ve kalp çıkışında akciğere giden pulmoner damar basıncında artış olup olmadığıdır. Bu nedenle Raynaud bulguları yanında mutlaka hareketle olan veya istirahatte nefes darlığı, öksürük, bayılma gibi bulguları sorarız. Bu hastalara rutin istediğimiz akciğer ince kesitli tomografisi, solunum fonksiyon testleri ve kalp ekokardiyografisidir. Bu tetkiklerden çıkacak sonuçlar bizim tedavi seçimimizi de büyük ölçüde etkiler. Akciğer, kalp bulguları dışında mide barsak sistemindeki hareket bozukluklarına bağlı yutma güçlüğü, kabızlık veya ishal atakları, hazımsızlık ta bu hastalarda görülebilir. Önceki yıllarda daha sık görülen renal kriz dediğimiz ani tansiyon yükseklikleri, kalp yetmezliği, kan yıkımıyla seyreden böbrek kökenli bu ağır tabloya çok daha nadir rastlamaktayız.
Sklerodermanın tedavisi var mı?
Romatoloji için konuşursam tedavisi olmayan hastalık yoktur diyebilirim ancak skleroderma bu konuda bizi en çok zorlayan hastalık konumundadır diye de eklemek isterim. Burada erken tanı ve tedavi özellikle önemlidir çünkü hastalığın erken döneminde bağışıklık sisteminin aktivasyonu ana rol oynarken ileri dönemde bu etki azalmakta ve fibrozis dediğimiz tedaviye çok iyi yanıt alamadığımız tablo ön plana geçmektedir. Hastalığı erken dönemde yakalayabilir, tanı koyarsak vakit kaybetmeden bağışıklık sistemini düzenleyen ilaçlar başlanmalıdır. Bu dönemde akciğer tutulumu veya pulmoner basınç yüksekliği saptanırsa ilaç seçiminde bu bulgulara yönelik farklılaşmalar olabilir. Beraberinde damar genişletici etkilerinden yararlandığımız tansiyon ilaçları, kan sulandırıcı düşük doz aspirin ve mide barsak sistemine yönelik ilaçlar da kullanılmaktadır.
İlaç tedavisi dışında hastanın yapabilecekleri de vardır. En önemlisi sigara içiyorsa kesinlikle ve kesinlikle bırakmalıdır, sigarayı azalttım, azaltacağım gibi söylemler bu hastalıkta kabul edilebilir bir şey değildir. Skleroderma hastaları için kış mevsimi kötüdür, soğuktan özellikle elleri korumak, ellerle beraber, tüm vücudu sıcak tutmak gerekir. Soğuk su veya deterjanlı sulardan kaçınılmalı, vazelin veya yağlı kremlerle eller nemli tutulmalı, iğne, kıymık batması riski olan işlerden uzak durmak gerekir. Sklerodermada reflü riski fazla olduğundan sık ve az öğünlerle yetinilmeli, gece geç yemekten kaçınılmalı, kilo almamaya dikkat edilmelidir. Stres damarlarda daralma yapan bir etken olduğundan stresten uzak durulmalı desem de pratikte bunu başarmanın ne kadar zor olduğunu da bilmekteyim.
Leave a Reply
You must be logged in to post a comment.